Hakkımızda

Medicapet olarak, tüm doğayı bir bütün halinde görmekteyiz. Dünya üzerinde yaşayan tüm canlıların iyi şartlarda yaşamaya hakları olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle insan sağlığı, çevre sağlığı ve hayvan sağlığını bir arada ele alarak çalışmalarımızı yürütmekteyiz.

İletişim Bilgileri

© Veteriner Ortopedi 2020, Tüm hakları saklıdır.

Köpeklerde Kalça Displazisi

Bu yazıda kliniğimizde çok sık rastladığımız ortopedik vakalardan birine değinmek istiyorum.  Özellikle büyük ırk köpeklerde sıkça rastlanan kalça displazisi, genetik olarak bir kuşaktan diğerine aktarılabilen ve kalça eklemindeki uyumsuzluk ya da gevşekliğe bağlı olarak meydana gelen bir hastalıktır. Displazik kalça ekleminde, eklemi oluşturan eklem başı, eklem çukuruna tam olarak oturmaz ve çıkık meydana gelir. Bu durum da kalça ekleminde ağrıya, bozulmaya ve topallığa sebep olabilir. Alman Çoban Köpeği, Kangal, Golden Retriever gibi büyük ırk köpekler hastalığa daha yatkındırlar. Öte yandan başka ırk ve yapıdaki köpeklerde de görülmesi çok olasıdır. 

Kalça displazisi aslında eklemi saran kapsül ve çevre kas dokularıyla ilgili bir hastalıktır. Normal bir eklemde kusursuz olarak birbirine temas eden eklem çukuru (Acetabulum) ve Femur başı, çevre dokulardaki gevşeklik sebebiyle düzgün bir şekilde temas etmez. Bu uyumsuzluk sonucu eklemin hareket şekli bozulur ve ilk olarak eklem kıkırdağında aşına meydana gelir. İleri vakalarda ise eklem tamamıyla kullanılamayacak hâle gelir. 

Kalça displazisinin belirtilerine gelecek olursak: Hastalığın erken evresinde köpeğimizin hareketliliğinde azalma, kalkarken güçlük çekmesi, koşmak, sıçramak ve tırmanmak için isteksiz davranması gibi belirtiler görülebilir.  Erken dönemin diğer bir belirtisi ise “tavşan koşuşu” dediğimiz durumdur ki hasta hayvanın koşarken iki ayağını aynı anda kaldırıp basması şeklinde kendini gösterir. Tavşan koşuşu, bir köpekte koşmaktan çok hızlı bir şekilde zıplamak gibidir. İleri evrelerde ağrılar artacağı için semptomların şiddetinde de artış görülecektir. Hatta dikkatle dinlendiğinde eklemdeki tıkırtı ve sürtme sesi bile duyulabilir. 

Fazla kilonun ve dengesiz beslenmenin kalça displazisi hastalığına davetiye çıkaracağını eklemeden geçmemek gerekir. Zaten genetik olarak yatkınlığı olan bir köpek eğer aynı zamanda fazla kilolu da olursa hastalık daha hızlı gelişip daha ağır seyredecektir. Bunun sebebi kalça ekleminin aşırı yük altında kalmasıdır. Özellikle yavru köpeklerin beslenmesi bu açıdan çok önemli ve hassas bir konudur. Kas-kemik-eklem gelişiminin dengeli bir şekilde seyredebilmesi için hekiminizin besleme önerilerine mutlaka uymanız gerekir. 

Kalça displazisinin teşhisinde özel radyolojik yöntemlerden faydalanıyoruz. Uzman bir hekim tarafından uygulanması gereken bu yöntemler ve ölçümler sayesinde, köpeğinizin hastalığa yatkınlığı, hastalığın derecesi ve eklemlerin durumu gözlenebilmektedir. 

Tedavide hastalığın derecesini, eklem dejenerasyonu olup olmadığını, yaş, ırk ve çevresel koşulları göz önünde bulunduruyor ve bu değerlendirmeye göre tedavi ya da operasyonun şeklinin seçiyoruz.  Pek çok hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da erken teşhis hem hekime hem hasta sahibine ve hem de hastamıza büyük avantaj sağlıyor. 


Hastanın ve vakanın durumuna göre TPO (Triple Pelvic Osteotomie), JPS (Juvenile Pupic Symphysiodesis) ya da Eksizyon Artroplastisi gibi yöntemlere ek olarak Total Kalça Protezi uygulaması seçeneğini de seçebiliyoruz.  Bugün veteriner ortopedi konusundaki çalışma, cerrahi/ortopedik malzeme ve tedavi seçenekleri eskiye oranla daha kolay ulaşılabilir ve uygulanabilir durumdadır. Bu sebeple de uzman hekimlerin bu tür hastalıklara yaklaşımında farklı görüşler ortaya çıkabiliyor. Sizlere önerim, özellikle büyük ırk bir köpek besliyorsanız henüz dört aylıkken konusunda uzman bir hekime köpeğinizi kalça displazisi ile ilgili muayene ettirmenizdir. Sağlıklı günler dilerim.

 

Ş. Tuğrul Kunt

İletişim Formu